BOSTAN
Ferhengname-i Sadi adıyla, Mesud bin Ahmed’e manzum Türkçe
çevirisi yapılan esere sonradan Bostan adı verilir. Öğretici bir eser olan Bostan’daki hikayeler, Akif’in ‘sözüm
hakikat olsun da odun olsun tek’ biçiminde dile getirdiği kaygıyla kaleme
alınmıştır. Bostan’ın pek çok şerhi vardır. Günümüzden iki çilekeş şerhin çevirisini
yapmış. Kilisli Rıfat ve Hikmet İlaydın.
KİTABIN YAZILMA SEBEBİ
Dünyanın dört bir yanını gezdim. Çok yerler
dolaştım. Her harmandan bir başak devşirdim. Fakat Şiraz’ın güzelim insanları
gibi alçakgönüllü olanına rastlamadım. Allah bu topraklara ihsan ve kerem
yağmurları yağdırsın.
Şiraz’ın olgun insanlarının sevgisi Şam
ve Rum illerinden gönlümü çevirdi. Şiraz’a dönmek istedim. Fakat bu güzel bahçelerden
dönerken dostlarıma elim boş gelmek istemedim. ‘Mısır’dan dönenler mısır şekeri
getirirler, bense elim boş dönüyorum’ diye düşünüyordum. Aklıma şöyle bir düşünce
geldi: ‘Ben şekerden daha tatlı bir armağan getireyim dostlarıma.’
Bu beni teselli etti. Bu şeker dile
tatlı gelen bilinen şeker değil. Bu anlam düşkünlerinin ve sırlara aşina
olanların sözleridir. Armağanımı bir saray gibi düşledim. On kapısı vardı:
Birincisi: Adalet, seçim, tedbir, halkı
korumak ve Allah’tan korkmakla ilgilidir.
İkincisi: Bağışa dairdir. Bu bölümü
okuyan zenginler Allah’ın nimetlerine ne kadar şükretseler az olduğunu
düşünmelidir.
Üçüncüsü: Gerçek aşka ve aşkın verdiği
sarhoşluğa ilişkindir.
Dördüncüsü: Tevazudan, alçakgönüllülükten
söz eder.
Beşincisi: Hoşnutlukla ilgilidir.
Altıncısı: Payına düşenle yetinmektir.
Yedincisi: Edepten söz eder.
Sekizincisi: Sağlık ve esenliğe şükretmek
hakkındadır.
Dokuzuncusu: Günahlardan tövbe etmek ve doğru
yolun ne olduğunu açıklar.
Onuncu bölüm: Dua ve sonuçtur.
Sadi eserini bir hurmaya
benzetir, dışı tatlı bir kabukla çevrili, içi sadece çekirdektir.
İslam ve
Şark Edebiyatında üç Büyük Eser, Bedir yay, İst, 1938
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder